Büyük Harbe Nasıl Girdik?

Stok Kodu:
9786056537523
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
199
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-01-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%33 indirimli
183,00
122,61
Havale/EFT ile: 118,93
Aynı gün kargo
9786056537523
417865
Büyük Harbe Nasıl Girdik?
Büyük Harbe Nasıl Girdik?
122.61
Rauf Ahmet'in kaleme aldığı "Büyük Harbe Nasıl Girdik?" yazı dizisi 24 Şubat 1930 tarihinden başlayarak 38 bölüm olarak Milliyet gazetesinde tefrika edilmiştir. Rauf Ahmet'in tefrikaya ilişkin verdiği şu bilgiler, metnin önemini belirginleştirmektedir: "Milliyet'in neşretmekte olduğu tefrika tam mânasıyla tarihî bir eserdir. Her noktası resmî vesikalara, itimada şayan (lâyık) şehadetlere (şahitliklere) müstenittir (dayalıdır). Tearuz eden malumat (birbiriyle çatışan bilgiler) ve şehadetler tarih ilminin kabul ettiği usullerle ince elekten geçirilmiş, ancak doğruluğuna kanaat gelen rivayetler kabul olunmuştur. (...) Vukuatı (olan biteni) delillere istinat ettirerek hikâye ettim. Bu vazifeleri samimiyetle, hüsnüniyetle (iyi niyetle) yapmağa çalıştım. Yazdığım tarih faslında muteber vesikalara, itimada lâyık şifahî (sözlü) ve tahrirî (yazılı) şehadetlere istinat etmeyen hiçbir nokta yoktur. Hatta şahıslar arasında geçen muhavereler (karşılıklı konuşmalar) bile kendilerinin veya muhataplarının şehadetlerine müstenittir. Hasılı, ilmî medlul (deliller) ile bir tarihtir. Son zamanlarda gazetelerimizde revaç (rağbet) bulan tarihî romanlardan değildir. (...) Biz yanlış veya doğru yapılmış olsun Harb-i Umumî'ye nasıl sürüklendiğimizi göstermek istiyoruz." 1. Dünya Savaşı'nın başlangıcının 100. yılı münasebetiyle, yayınevimiz dünyanın düzenini dönüştüren bu büyük olaya ilgisiz kalmamış, konunun bizi ilgilendiren yönüne ışık tutmak üzere gazete sayfalarında unutulan bu önemli tefrikayı günümüze taşımayı görev edinmiştir.
Rauf Ahmet'in kaleme aldığı "Büyük Harbe Nasıl Girdik?" yazı dizisi 24 Şubat 1930 tarihinden başlayarak 38 bölüm olarak Milliyet gazetesinde tefrika edilmiştir. Rauf Ahmet'in tefrikaya ilişkin verdiği şu bilgiler, metnin önemini belirginleştirmektedir: "Milliyet'in neşretmekte olduğu tefrika tam mânasıyla tarihî bir eserdir. Her noktası resmî vesikalara, itimada şayan (lâyık) şehadetlere (şahitliklere) müstenittir (dayalıdır). Tearuz eden malumat (birbiriyle çatışan bilgiler) ve şehadetler tarih ilminin kabul ettiği usullerle ince elekten geçirilmiş, ancak doğruluğuna kanaat gelen rivayetler kabul olunmuştur. (...) Vukuatı (olan biteni) delillere istinat ettirerek hikâye ettim. Bu vazifeleri samimiyetle, hüsnüniyetle (iyi niyetle) yapmağa çalıştım. Yazdığım tarih faslında muteber vesikalara, itimada lâyık şifahî (sözlü) ve tahrirî (yazılı) şehadetlere istinat etmeyen hiçbir nokta yoktur. Hatta şahıslar arasında geçen muhavereler (karşılıklı konuşmalar) bile kendilerinin veya muhataplarının şehadetlerine müstenittir. Hasılı, ilmî medlul (deliller) ile bir tarihtir. Son zamanlarda gazetelerimizde revaç (rağbet) bulan tarihî romanlardan değildir. (...) Biz yanlış veya doğru yapılmış olsun Harb-i Umumî'ye nasıl sürüklendiğimizi göstermek istiyoruz." 1. Dünya Savaşı'nın başlangıcının 100. yılı münasebetiyle, yayınevimiz dünyanın düzenini dönüştüren bu büyük olaya ilgisiz kalmamış, konunun bizi ilgilendiren yönüne ışık tutmak üzere gazete sayfalarında unutulan bu önemli tefrikayı günümüze taşımayı görev edinmiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat