9786052338506
534898
https://www.kitapiks.com/hukuk-felsefesi-ve-sosyoloji
Hukuk Felsefesi ve Sosyoloji
82.50
Bir arada yaşayan insanların toplumsal dayanışma içinde huzurlu ve güvenli bir hayat sürebilmeleri ve çıkacak ihtilafları âdil bir şekilde çözebilmeleri için gerekli olan "sosyal düzen kuralları"nın, dışsal ve müeyyidesel olanlarını kendisine konu edinen "hukuk disiplini"nin en önemli dallarından biri de "Hukuk Felsefesi" ve "Hukuk Sosyolojisi"dir.
Dünyaya geldiğimizde, içine doğduğumuz sosyal yapı ile birlikte bir "hukuk düzeni" içinde buluruz kendimizi. Şüphesiz bu sosyal ve hukuki yapı yaşamımız boyunca bizi şekillendirir, ama biz de içine girdiğimiz sosyal ilişkiler ağı içinde bilinçli veya bilinçsiz olarak hukukun oluşmasına katkıda bulunuruz. Hukuk Sosyolojisi bu konuları ele alır.
Düşünme ve araştırma süreci, önce merak etme ve soru sormakla başlar. Hukuk Felsefesi de hukukla ilgili konularda sorular sorar ve bunlara cevap üretmeye çalışır: Hak nedir? Hukuk nedir? Kim haklıdır? Hukukun kaynağı ve başlangıcı nedir? İlk yasaları kim koymuştur? Kanunları kim yapar, yapmalı mıdır, yapması meşrû olur mu? Bu yetki kimdedir, kim yaparsa meşrû olur? Kanun yapmanın bir sınırı var mıdır, varsa bu sınırlar nerede başlar, nereye kadar uzanır? Yasama organının bu kadar önemli bir yetkiyi kötüye kullanması durumunda toplum kendisini nasıl koruyabilir? Kanun ve özgürlükler arasında nasıl bir ilişki vardır? Hak ve özgürlükler yasadan mı kaynaklanır, yoksa yasa, hak ve özgürlükleri korumak için mi vardır? Kanunlara niçin uymamız gerekir? Her yasaya uymalı mıyız? Bu konuda kıstas nedir? "Bu yasa hukuka aykırıdır!" derken neyi kastediyoruz? Yasayı Resmî Gazete'de görüyoruz, okuyoruz; peki onun kendisine aykırı olduğunu iddia ettiğimiz ve bir yerde "mihenk taşı" olarak aldığımız "hukuk"u nereden/nasıl biliyoruz? Adâlet kavramı nedir? Hukukun ahlâk ve değerler dünyası ile ilişkisi nasıldır? Yasaların iyiliğinden/kötülüğünden, doğruluğundan/ bahsedilebilir mi? ...
Bir arada yaşayan insanların toplumsal dayanışma içinde huzurlu ve güvenli bir hayat sürebilmeleri ve çıkacak ihtilafları âdil bir şekilde çözebilmeleri için gerekli olan "sosyal düzen kuralları"nın, dışsal ve müeyyidesel olanlarını kendisine konu edinen "hukuk disiplini"nin en önemli dallarından biri de "Hukuk Felsefesi" ve "Hukuk Sosyolojisi"dir.
Dünyaya geldiğimizde, içine doğduğumuz sosyal yapı ile birlikte bir "hukuk düzeni" içinde buluruz kendimizi. Şüphesiz bu sosyal ve hukuki yapı yaşamımız boyunca bizi şekillendirir, ama biz de içine girdiğimiz sosyal ilişkiler ağı içinde bilinçli veya bilinçsiz olarak hukukun oluşmasına katkıda bulunuruz. Hukuk Sosyolojisi bu konuları ele alır.
Düşünme ve araştırma süreci, önce merak etme ve soru sormakla başlar. Hukuk Felsefesi de hukukla ilgili konularda sorular sorar ve bunlara cevap üretmeye çalışır: Hak nedir? Hukuk nedir? Kim haklıdır? Hukukun kaynağı ve başlangıcı nedir? İlk yasaları kim koymuştur? Kanunları kim yapar, yapmalı mıdır, yapması meşrû olur mu? Bu yetki kimdedir, kim yaparsa meşrû olur? Kanun yapmanın bir sınırı var mıdır, varsa bu sınırlar nerede başlar, nereye kadar uzanır? Yasama organının bu kadar önemli bir yetkiyi kötüye kullanması durumunda toplum kendisini nasıl koruyabilir? Kanun ve özgürlükler arasında nasıl bir ilişki vardır? Hak ve özgürlükler yasadan mı kaynaklanır, yoksa yasa, hak ve özgürlükleri korumak için mi vardır? Kanunlara niçin uymamız gerekir? Her yasaya uymalı mıyız? Bu konuda kıstas nedir? "Bu yasa hukuka aykırıdır!" derken neyi kastediyoruz? Yasayı Resmî Gazete'de görüyoruz, okuyoruz; peki onun kendisine aykırı olduğunu iddia ettiğimiz ve bir yerde "mihenk taşı" olarak aldığımız "hukuk"u nereden/nasıl biliyoruz? Adâlet kavramı nedir? Hukukun ahlâk ve değerler dünyası ile ilişkisi nasıldır? Yasaların iyiliğinden/kötülüğünden, doğruluğundan/ bahsedilebilir mi? ...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.