9786059114356
490482
https://www.kitapiks.com/islam-ve-solun-soykutugu
İslam ve Solun Soykütüğü
142.50
Hegel'in sağcı ve solcu takipçilerinden itibaren siyaset eksenini sağ-sol eksenine göre okumak bir kural hâline geldi. Oysa bizzat bu eksendeki yer alış da dâhil olmak üzere, siyasal davranışlara ve taraflaşmalara yön veren daha derin tarihsel saikler vardır. İbrahim oğulları, yani İsmail ve İshak arasında elbette bir sorun yoktu. Ama onlardan sonra gelen nesiller arasında gerçekleşen tarihsel ayrışmalar, bütün bir insanlık tarihine yön vermiş ve hâlâ vermeye devam ediyor. Bugün ‘Medeniyetler Çatışması' diye bahsedilen ve ne kadar hoşumuza gitmese de Antisemitizm'iyle, İslamofobi'siyle geçerliliğine ne yazık ki tanıklık ettiğimiz büyük faylar belirliyor dünyadaki toplumsal hareketlilikleri. Toplumsal tabanını proleterya arasında bir türlü bulamayan, bunun yerine kendine finans kapitalistten finansör, Türk ve Kürt ulusalcılardan ve Alevilerden toplumsal taban bulmaya şartlanmış bir solun bile motivasyonu, İbrahim oğulları arasındaki mücadelede nerede durduğuyla alakalı değil midir? Bunu biraz daha açık görebilmek için herkesin son yirmi yıl içinde sergilediği İslamofobik tepkilere, Siyonizm karşısında Avrupa solunun imtihanına ve dünya siyasetinde nerede durduğuna bir bakmak yeter. Bu kitap solun da İslam ve sol terkibinin de bir soykütüğü denemesi… Allah'ın insanlara bir nimet olarak niteleyip İslam'la tamamladığını söylediği irfan yoluyla şereflendikten sonra kendini bir şekilde hoş göstermiş başka yollarda esenlik arayanlar için bir tezkire olsun bu kitap... Papaza kızgınlıklarını orucu açarak ifade edenler için bir ihtar... Allah yeryüzünde zulme maruz kalarak, zayıf bırakılmış olanları, içlerinde bir özgürlük, kula kulluk cenderesinden çıkmak yönünde en ufak bir irade varsa, yani bir değişim iradesi varsa onları değiştirmek ve onları yeryüzünde gücün varisleri kılmak ister. Hikâyenin, sorunun özü, kula kulluktur. Kula kulluğun içinden ekonomik sömürü de ideolojik aldatma da siyasal tahakküm de her türlü zulüm de çıkıyor. Zira kula kulluk, yani şirk en büyük zulümdür ve bir kula kulluğun ürettiği zulümden bizi kurtaracak olan şey, başka bir kula kulluk olamayacaktır. Bir putun saçmalığını başka bir putu dikerek telafi etmek mümkün değildir.
Hegel'in sağcı ve solcu takipçilerinden itibaren siyaset eksenini sağ-sol eksenine göre okumak bir kural hâline geldi. Oysa bizzat bu eksendeki yer alış da dâhil olmak üzere, siyasal davranışlara ve taraflaşmalara yön veren daha derin tarihsel saikler vardır. İbrahim oğulları, yani İsmail ve İshak arasında elbette bir sorun yoktu. Ama onlardan sonra gelen nesiller arasında gerçekleşen tarihsel ayrışmalar, bütün bir insanlık tarihine yön vermiş ve hâlâ vermeye devam ediyor. Bugün ‘Medeniyetler Çatışması' diye bahsedilen ve ne kadar hoşumuza gitmese de Antisemitizm'iyle, İslamofobi'siyle geçerliliğine ne yazık ki tanıklık ettiğimiz büyük faylar belirliyor dünyadaki toplumsal hareketlilikleri. Toplumsal tabanını proleterya arasında bir türlü bulamayan, bunun yerine kendine finans kapitalistten finansör, Türk ve Kürt ulusalcılardan ve Alevilerden toplumsal taban bulmaya şartlanmış bir solun bile motivasyonu, İbrahim oğulları arasındaki mücadelede nerede durduğuyla alakalı değil midir? Bunu biraz daha açık görebilmek için herkesin son yirmi yıl içinde sergilediği İslamofobik tepkilere, Siyonizm karşısında Avrupa solunun imtihanına ve dünya siyasetinde nerede durduğuna bir bakmak yeter. Bu kitap solun da İslam ve sol terkibinin de bir soykütüğü denemesi… Allah'ın insanlara bir nimet olarak niteleyip İslam'la tamamladığını söylediği irfan yoluyla şereflendikten sonra kendini bir şekilde hoş göstermiş başka yollarda esenlik arayanlar için bir tezkire olsun bu kitap... Papaza kızgınlıklarını orucu açarak ifade edenler için bir ihtar... Allah yeryüzünde zulme maruz kalarak, zayıf bırakılmış olanları, içlerinde bir özgürlük, kula kulluk cenderesinden çıkmak yönünde en ufak bir irade varsa, yani bir değişim iradesi varsa onları değiştirmek ve onları yeryüzünde gücün varisleri kılmak ister. Hikâyenin, sorunun özü, kula kulluktur. Kula kulluğun içinden ekonomik sömürü de ideolojik aldatma da siyasal tahakküm de her türlü zulüm de çıkıyor. Zira kula kulluk, yani şirk en büyük zulümdür ve bir kula kulluğun ürettiği zulümden bizi kurtaracak olan şey, başka bir kula kulluk olamayacaktır. Bir putun saçmalığını başka bir putu dikerek telafi etmek mümkün değildir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.