Tükendi
Gelince Haber VerŞeyho, lal taşına bakar gözlerinde:- Lal taşında gezer gibisin. Güvercinleri de Nuh misali uçuruyorsun. Söyler misin şimdi Ferat'ım, senin buyüzüğün hamur, mum işi değil, belli. Ferhat, Şirin'i kayaya çizdi, resmine baka baka külüngünü dağavuruyordu. Sen, hangi resme baktın da bunu taktın? Hangi dağı delmedesin? Bedesten Dağı'ndan boşunaalmadın bu lal taşını, alıp da altına sırdaş etmedin. Lal taşı takanın yeri taşlık, dağlık yer olur. Ben çok yergezdim, çok insan tanıdım; şeyhinden dilencisine, kalenderinden tüccarına, aşığından soytarısına. Bugönül dağının altı, altın madeninde, üstü dumanlı, karlı buzlu, gülü zirvesinde. Nedir bu Ferat'ım,çıkaramadım bir türlü.Ferhat, Sait ustasında dinler gibiydi Şeyho kirvesini. O konuşuyordu sanki. Şeyho konuşuyor, Sait Usta dataşı çekiçliyordu. Ferhat, bir tek kelime konuşmadı. Söylenenler, gönül dağına karlar yağdırıyordu. Bir uzakgeçmiş, bir uzak hasret dumanları yükseliyordu bu karlı dağlardan. O alnından soğuk soğuk terlerin aktığı,dikili buz parçasına tutunduğu, tir tir titrediği rüyasını anımsadı birden. Şeyho kirvesi, Said ustasınadokunuyordu; çekicine, taşına.
Barcode | 9786053372912 |
Basım Tarihi | 2023-01-19 |
Yazar | Resul Deveci |
Sayfa Sayısı | 472 |