Osmanlı Padişahları ve Devleti Tarihi; Tuğra, Para, Mühür, Şiir, Eser ve Yazılarıyla

Stok Kodu:
9786057916396
Boyut:
150-220-0
Sayfa Sayısı:
415
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-02-03
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%43 indirimli
290,00
165,30
Havale/EFT ile: 160,34
Aynı gün kargo
9786057916396
554562
Osmanlı Padişahları ve Devleti Tarihi; Tuğra, Para, Mühür, Şiir, Eser ve Yazılarıyla
Osmanlı Padişahları ve Devleti Tarihi; Tuğra, Para, Mühür, Şiir, Eser ve Yazılarıyla
165.30
Geçmişe dair yazılı ve sözlü eserler; masal, hikaye ve tarih şeklinde karşımıza çıkar. Ancak tarih bir ilim olarak hikaye ve masaldan mutlak surette ayrılmalıdır. Bize düşen bütün vazife tarihin sınırlarını koruyabilmektir. Elbette ki tarihin birçok tarifi yapılabilir, hatta ona durum ve maksada göre bir rol de yüklenebilir. Ama bir tecrübe ve bilgi nehri olan bu ilim çığırından çıkarılmamalıdır. Tarihi basit şekliyle bir muhasebe defterine benzetebiliriz. Ve orada gelir-gider rolündeki zafer ve hezimet doğru olarak yazılmalı ki, neticede hesap doğru çıksın. Zira yarınlara ve gelecek hesabına doğru yatırım yapılabilmesinin başka yolu yoktur. Bu çerçevede; tarih ve özellikle de Osmanlı tarihinin hesaba katılmayan kısımları olabileceğinden, bu durumu nazar-ı itibara almak gerekecektir. Şunu da bilmelidir ki; Osmanlı Devleti sadece bizim değil, eskiden bu çatı altında yer almış din ve kavimlerin de devleti olmuş ve onların geleceklerine de şekil vermiştir. Bugün artık Osmanlı yahut eski tabiriyle Devlet-i Aliyye yoktur ama payitahtları, eserleri ve tesirleriyle hep vardır ve var olmaya devam edecektir. Öyleyse evvelâ Osmanlı devleti ve onun hanedanını hasbelkader tanıyalım..
Geçmişe dair yazılı ve sözlü eserler; masal, hikaye ve tarih şeklinde karşımıza çıkar. Ancak tarih bir ilim olarak hikaye ve masaldan mutlak surette ayrılmalıdır. Bize düşen bütün vazife tarihin sınırlarını koruyabilmektir. Elbette ki tarihin birçok tarifi yapılabilir, hatta ona durum ve maksada göre bir rol de yüklenebilir. Ama bir tecrübe ve bilgi nehri olan bu ilim çığırından çıkarılmamalıdır. Tarihi basit şekliyle bir muhasebe defterine benzetebiliriz. Ve orada gelir-gider rolündeki zafer ve hezimet doğru olarak yazılmalı ki, neticede hesap doğru çıksın. Zira yarınlara ve gelecek hesabına doğru yatırım yapılabilmesinin başka yolu yoktur. Bu çerçevede; tarih ve özellikle de Osmanlı tarihinin hesaba katılmayan kısımları olabileceğinden, bu durumu nazar-ı itibara almak gerekecektir. Şunu da bilmelidir ki; Osmanlı Devleti sadece bizim değil, eskiden bu çatı altında yer almış din ve kavimlerin de devleti olmuş ve onların geleceklerine de şekil vermiştir. Bugün artık Osmanlı yahut eski tabiriyle Devlet-i Aliyye yoktur ama payitahtları, eserleri ve tesirleriyle hep vardır ve var olmaya devam edecektir. Öyleyse evvelâ Osmanlı devleti ve onun hanedanını hasbelkader tanıyalım..
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat