İkinci Dünya Savaşı sonrasında insan hakları alanındaki gelişmelerin neticesinde ortaya çıkan çok uluslu ve uluslararası oluşumlar, geleneksel egemenlik anlayışının değişmesine sebep olmuşlardır. Geleneksel egemenlik anlayışında, egemenliğin mutlak sahibi ulus devlettir; hiçbir şartta egemenlik sınırlandırılamamakta ve devredilememektedir. Bu yeni oluşan egemenlik anlayışında, içeride insan hakları, dışarıda ise uluslararası ya da uluslar-üstü oluşumlar egemenliği sınırlandırabilmektedirler. Günümüzün modern anayasalarının hemen hepsinde, insan hakları kendine yer bulmakta, egemenliği sınırlandıran bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Uluslararası platformda ise örneğin; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Birliği gibi oluşumlar egemenliği sınırlandıran, ulus devlet yerine egemenliği kullanabilen yapılar olarak karşımıza çıkmaktadırlar.
Barkod | 9786054378647 |
Basım Yılı | 2010-12-30 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton |
Dil | Türkçe |
Ebat | 165-245-0 |
Kağıt Türü | 2.Hamur |
Sayfa Sayısı | 132 |