Türk'ün Tarihi; Türk Kültür Coğrafyasında Düşünsel Geziler

Türk, Çin Kaynaklarında Töreli ve Teşkilatlı Millet olarak tanımlanmıştır. Türk’ün Tarihi üç Okyanus arasında, üç kıtada karlı dağların zirvelerinde, derin vadilerde, uçsuz bucaksız bozkırlarda, steplerde, çöllerde, tayga ormanlarında, at sırtında, kıl çadırlarda, obalarda, kalemle, kılıçla, ok ve yay ile, savaş meydanlarında, medreselerde, rasathanelerde, birbirinden güzel şehirlerde, taşlara, kitaplara, destanlara, ağıtlara, türkülere yazılmıştır. Türk’ün Tarihi kendi kaderini kendi gücü ile belirleyen bir milletin tarihidir. Sakaların, Etrüsklerin, İskitlerin, Hunların, Oğuzların, Göktürklerin, Selçukluların, Gotların, Sümerlerin, Hititlerin, Kıpçakların, Tatarların, Moğolların, Tuva ve Sahaların, Hunzaların, Babürlerin, Safevilerin, Akkoyunluların, Osmanlıların, Artukluların, Karamanlıların, Peçeneklerin, Bulgarların, Çerkezlerin, Abhazaların, Kafkasların, Kürtlerin, Macarların, Finlerin, Memlüklerin, Ermeni ve Rum Dostların, Hazarların, Çuvaşların ve daha nicelerinin Endülüs’te, Sicilya’da, Horasan’da, Bağdat’ta, Şam’da, Kahire’de, İskenderiye’de, Maveraünnehir’de, Kırım’da, Revan’da, İsfahan’da, Tebriz’de, Bosna’da, Selanik’te, Üsküp’te, Deliorman’da, Budapeşte’de, Buhara’da, Semerkant’ta, Taşkent’te, Kazan’da, Samara’da, Başkurt’ta da, Sibirya’da ,Alaska’da ve Türk Kültür Coğrafyasının her köşesinde “Bütün Dünya vatandır, Bütün İnsanlık kardeştir” mottosu ile yazdığı ortak tarihtir. Türk Milleti çok farklı coğrafyalarda farklı kültürler, diller, inançlar, milletler, halklar ve toplumlarla kaynaşarak, asgari müşterekte birleşerek, zorluklar karşısında direnerek, ortak bir gelecek için birlik olarak, topyekün mücadele etmeyi başararak, daima zalime zulme karşı insanlığın yanında pozisyon alarak, tarihin derinliklerinden çilelerle, yenilgilerle, kırımlarla, fetihlerle, zaferlerle olgunlaşarak bu günlere gelmiştir. Bu eser binlerce yılık farklı coğrafyalarda yaşanmışlıkların (anahtar kavramlar, dönemler ve olaylar) bağlamını stratejik noktalara odaklanarak kurmak üzerine biçimlenmiştir. Kendi tarihini kendi iradesi ile yazan bir milletin düşünsel ve davranışsal karakterini, (patlayıcı gücünün kökenlerini yüzlerce eserden okumaları, birbirinden farklı coğrafyalardan gözlemleri düşünerek, sorgulayarak ve anahtar noktalarının bağlamlarını bilimsel titizlikle oluşturarak politik gözlemci perspektifinden) analizlerle kavrama, ifade etme ve kayıtlara geçirme sorumluğu çalışmaya ilham vermiştir