Tükendi
Gelince Haber VerMûsikîmiz, tarihsel süreç içinde kültürümüzün adeta ayrılmaz bir parçası olmuştur. Bestekârlarımız; gönülden nağmelerle bestelemiş oldukları eserlerle, Güftekârlarımızın gönlünden kaleme akan sanatlı eserleriyle kültürümüzü geliştirmiş, yüzyıllar içerisinde medeniyetimizin gelişmesine yön vermiş, bizlerin ufkunu, gönül dünyasını aydınlatmışlardır. Tarih boyunca çalgıyı en çok kullanan milletlerden biri olmamıza rağmen, çalgı müziğimiz yeterince gelişme gösterememiş, daha çok sese eşlik eder konumda olmuştur. Bu bağlamda mûsikîmizde kullanılan enstrümanların da ayrı bir önemi ayrı bir yeri bulunmaktadır. Kültürlerin birbirlerinden ayırt edici özellikleri, medeniyetin sadâsı olan mûsikî, san’atının içinde gizli bir şifre gibidir. Türk müziği 20. yüzyıla kadar meşk adı verilen eğitimle aktarılmıştır ve çalgı eğitimi de yine bu şekilde yapılmıştır. Klasik kemençe kültürümüze ait bir çalgı olduğu gibi, yanı başımızdaki toplumların müzik kültürlerinde de benimsenmiş ve o kültüre ait olarak kullanılan bir çalgı olmuştur. Klasik Kemençe çalgısı mûsikîmize, 19. yy.’ ın ikinci yarısından itibaren kaba saz olarak girmiş, daha sonrasında ahenk teli olarak kullanılan telin, icrâda kullanılması ile bu çalgı, “ince saz” grubuna dahil olarak Saray’da icrâ edilen bir çalgı olmuştur. Türleri içinde Kemençe, Karadeniz bölgesinde icrâ edilen ve ayakta da icrâ edilebilen Karadeniz kemençesi ve Kastamonu’da icrâ edilen ve günümüzde kullanılan armudi yapıdaki kemençenin yalnızca “yöresel halk müziği eserleri için icrâ edilen çalgı” olarak da bilinen örnekleri bulunmaktadır.
Barkod | 9786255971760 |
Basım Yılı | 2025-02-17 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton |
Dil | Türkçe |
Ebat | 210-297- |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 86 |