Tükendi
Gelince Haber VerTürkiye'nin dört taraftan rüzgâr alan tek ovasıymış GöksunOvası, işte o ovanın toprağında doğdum ve güneşiyle büyüdüm.Fasulye sularken ovanın fotoğrafı çekilse nokta kadar bilegözükmeyeceğime eminim, ne var ki Güneş herkesi unutmuşsanki yalnız beni yakıyor, yakıyor ne kelime kavuruyor. Hele birde zaman ramazan ayı ise iftarla buluşmadan ölecek gibi oluyorinsan. İyi ki ayaklarım, içemediğim suyun içinde. Bir taraftantarladaki fasulyeyi sularken diğer taraftan da Kayseri yoluüzerindeki gelip geçen otobüslere, içindeki yolcularaimrenirdim, hayal kaçamakları yapardım. Har har ses çıkartaneski model magirus otobüslerin sesi kulağıma ne de hoş gelirdi.Halil dedemi hep dışarda iken hatırlarım. Ya camız(manda)güderdi, ya hindi. Ya mısır beklerdi ya da üzüm bağını.Beklerdi derken hırsıza karşı değil, ayı ve yaban domuzlarınakarşı. Kimsenin hırsızlamasına gerek yoktu, tüm mahsuldenherkese göz hakkı verilirdi. Elmalar olgunlaştığında kasa kasacaminin önüne götürür koyardık; sebil, cemaat yesin diye. Üzümçıkınca üzüm götürürdük aynı şekilde. Bahçenin yanından biradam geçecek olsa tanıdık olsun olmasın, gerçi çoğunluklatanıdık olurdu ya. "Bre Ali, Osman, Süleyman, Hatice bacıçocuklara elma götür, lahana götür, üzüm götür gibi nidalarkulağımda capcanlı duruyor hâlâ.
Barcode | 9786258031928 |
Basım Tarihi | 2022-09-21 |
Yazar | Yıldırım Alkış |
Sayfa Sayısı | 128 |